Bugun...


Ahmet ÜNAL

facebook-paylas
Gönül Belediyeciliği
Tarih: 30-01-2019 03:06:00 Güncelleme: 30-01-2019 03:16:00


Ortada garip bir durum var.

 

Hoş olmayan ama nahoş'ta olmayan garip bir durum !.

 

Dikkat ederseniz Erdoğan epey zamandır “tevazu” “millet” “gönül belediyeciliği” gibi kavramları sık kullanır oldu.

 

Peki hal böyle iken ne oldu da Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Özhaseki "Bazı arkadaşlarda bir hava başladı. Bu neyin saltanatı ?" diye yakınıyor dersiniz.

 

Şu kısa adaylık sürecine dikkatle bir bakın isterseniz !.

 

Gelenlerde bir hava bir hava...

 

Gidenler ise, giderayak ye kürküm ye !

 

Bakıyorum “metal yorgunluğu” sıradanlaşmış, adeta “metal parçalanması” başlamış.

 

Diyorlar ki, “bizde güç zehirlenmesi” falan yok, “bu seçimleri kazanacağız, halk bizi tercih edecek.”

 

Belli ki 7 Haziran'ın ardından, 24 Haziran'da çabuk unutulmuş, ve ya ders çıkarılmamış.

 

Vatandaş sandıkta listelere bakıp, ele avuca gelir bir muhalif parti göremeyince kerhen destek veriyor ya !.

 

Bazıları da, bunu halkın teveccühü sayıyor iyi mi ?.

 

Sürdürülebilir bir durum değil, işte garip olan da bu.

 

İktidar ve muhalefet arasında inanılmaz bir yarış var.

 

Kim daha fazla hata yapacak.

 

Ak Parti, seçim kazandığında partisini ilk fırsatta arkadan hançerlemesi muhtemel kişileri ısrarla aday gösterirken.

 

Bir bakıyorsunuz rakibi, Devlet ve Millet'le sorunu olan adayları vitrine çıkarıyor, ya da demokrasiyi özümseyememiş adaylarla sahne alıyor.

 

Alternatif yok, öyleyse seçim bizim.

 

Peki, “Gönül Belediyeciliği'ne” ne oldu ?.

 

Ev ziyaretleri, iş yeri ziyaretleri yapıyor, stk'ları geziyoruz yetmez mi ?, bu yoğun tempoya katlanıyoruz daha ne yapalım diyenler de varmış, çok şükür.

 

Yozlaşma, güç zehirlenmesi, tabir yerindeyse “mal bağışlamak” böyle bir şey olsa gerek.

 

Siz şimdi orada burada bir takım ısmarlama toplantılar yapıp, sonra bunları “kör göze parmak” misali medya aracılığla ifşa etmeye “Gönül Belediyeciliği” mi diyorsunuz ?

 

Yoksa alternatifsiz olmayı bir avantaj olarak mı görüyorsunuz ?.

 

Hayır mı dediniz, o halde bakın ;

 

Ak Parti kurulduğundan bu yana, kanaatim odur ki, hatalı aday göstermenin bedelini en çok ödeyen partidir.

 

Aday gösterilmek ve seçim kazanmak yetmez.

 

Millet'in adamı ve adayı olmak, Millet'e karşı siyaset yapmamaktır elzem olan.

 

Yanlış aday” algısı böyle yıkılır kuşkusuz.

 

24 Haziran seçim sonuçlarını iyi incelemek gerek, burada halkın verdiği çok özel ve önemli uyarıyı dikkate almak ve bunun gereğini yerine getirmektir esas olan.

 

Hani Reis “Metal yorgunluğu” uyarılarıyla bazı yanlış ve eksiklere dikkat çekmişti hatırladınız mı ?.

 

Sonra ne oldu 24 Haziran'da ?.

 

Millet sandıkta bir cevap verdi tüm camiaya “Düzeltmediniz.

 

Düzelttiniz mi ?

 

Biz mi anlayamadık ?.

 

Tarih, bu örneklerle dolu değil mi ?.

 

Rahmetli Menderes'in ikinci dönemi !.

 

Rahmetli Turgut Özal'ın ikinci dönemi !.

 

Koalisyon kavgalarıyla ülkeyi perli perişan eden diğerleri....!

 

Onlarda da, bu efelik, bu kayırmacılık, ayakları baş, başları ayak yapma serhoşluğu, “ben bilirim” diktası dillere pelesenk edilmiş, hatta bu bahaneler darbe gerekçesi gösterilmemişmiydi ?.

 

Onlar için, düzenbaz, menfaatçi, riyakâr, hırsız vs. şarkıları az mı söylendi ?.

 

O halde yine de “hayır diyorsanız eğer ;

 

Yıllardır hiç bir karşılık beklemeden bu dava uğruna koşturanları zinhar küstürmeyin, küsenlerin gönlünü alın.

 

Sahada şimdiye dek hiç görülmemiş vesayetçilere sınırsız ihtimam gösterip, partinizi asıl kaynağından, yani halktan koparmayın.

 

Yönetimini devralacağınız belediyelerde hala Milli ve Yerli olmayan kriptoları bulun ve gereğini yapın.

 

Sizden istenen“Gönül Belediyeciliği” budur.

 

Sizden herhangi bir vaad beklenmiyor, çünkü bu gömleği giydiyseniz eğer, siz kendiniz olmaktan çıkmış, Halk'ın bir neferi olmuşsunuzdur ve o gömlek ateşten bir gömlektir.

 

En önemli duruş, siyasetin hırsına kapılmamaktır.

 

Sırtı yere geldikten sonra kazanmış olmak yalnız siyasette görülen bir durumdur.

 

Önünüzde iki yol var !...

 

Ya bu Millet'in dini ve beşeri değerlerine öncülük edip, bu kutlu yolda başarıya ulaşacak, tarihe “altın harflerle” yazılacaksınız.

 

Ya da, bu davaya baş koyanların, sadece ve sadece Millet'in ve Devlet'in geleceği için ortaya koydukları emek ve gayretleri boşa çıkardığınız için, onların “beddualarına” düçar olacaksınız.

 

Unutmayın, sırtı yere geldikten sonra kazanmış olmak, kaybettiklerinizin yanında zerre dahi öneme sahip değildir.

 

Bu da sizin İmtihanınız olacak.

 

Selametle



Bu yazı 14108 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
Henüz anket oluşturulmamış.
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI