Ülkemiz siyaset alanında çok enteresan bir ülke azizim.
Kim ikdidar, kim muhalefet, kim devşirme, kim sureti haktan görünüp, çaktırmadan altımızı oyuyor ?, anlayan beri gelsin.
Son yıllarda genel ve yerel seçimlere az bir süre kala ortaya sürülen suret-i haktan görünen oyunların (!) farkındasınız eminim.
Ben iki/üç seçim hatırlıyorum, fazlası varsa siz de hatırlayın !.
7 Haziran 2015 seçimleri öncesini hatırlayalım, 21 Mart nevruzu sonrası Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç hiç beklenmedik bir çıkışla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı çözüm süreciyle ilgili olarak eleştirmişti.
Herkes Erdoğan'dan bir cevap beklerken, Ankara Büyük Şehir belediye Başkanı Melih Gökçek, Arınç'a ağır bir suçlamada bulunmuş ve çıkan polemik sonucu o zamana kadar girdiği her seçimde oylarını artırarak kazanan Ak Parti %40,87'lik oyla ilk kez meclis çoğunluğunu kaybetmişti.
Neyseki 1 Kasım erken seçimleri ile bu kaos ortamı sona ermiş, ancak bu polemik Ak Parti içersinde derin yaralar açmıştı.
Akabinde Partide görev alamayan Bülent Arınç bu kere de Cumhurbaşkanı'na karşı kimsenin beklemediği bir tepki ile sahne almış ve yine parti içersinde derin yaralar açmıştı.
Sonra Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı Melih Gökçek istifa ettirileceğini anlayınca Dikmen vadisi projesinde Cumhurbaşkanı'na karşı olumsuz algılar oluşturdu iddiaları ayyuka çıkmıştı.
Melih Gökçek istifa etti, Bülent Arınç'a görev verilmedi tam ortalık duruldu diyorduk ki ; 2019 yerel seçimler öncesi Gökçek'in yerine atanan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna çıktı ortaya.
Tuna “eniştem beni niye öptü” modunda iken, Ankara Büyük Şehir belediyesi hafriyat gelirleri konusunda birden Melih Gökçek'i itham eden bir açıklama yaptı.
Vay senmisin Gökçek'e gönderme yapan ?.
Ortalık toz duman !.
Kirli çamaşırları tuturacak mandal kalmamış ortalıkta meğer !.
Tabi fatura kime çıkacak ?, Ak Parti'ye, Reis'e, davaya, Millet'e...
Nitekim tam “hoop ne oluyor buna hakkınız yok” Sen Yerine Otur Sen de Sus Be Adam !, diyecektik kii ; Bülent abi şak diye başka bir kapıdan çıktı karşımıza.
Arınç önceki gün Habertürk Tv'de Abdullah Gül hakkında "Abdullah Bey'e reva görülen terbiyesizlikleri affedemem. Gül'ün adaylığı konusu hataydı, önüne geçtim. Muhalif olmak demek hain olmak demek değildir" diye açıklamalarda bulunmasın mı ?.
Ak Parti kurucularında Mehmet Metiner bu açıklamaya karşı Star gazetesindeki köşesinde bir cevap yazısı döşedi ki, sormayın gitsin..
Otur yerine be kardeşim, sen de sus be adam !, desek ne yazar ?.
Açıklamanın finalini şöyle bitirmiş Metiner, “..yeni bir fitneye sebebiyet verme. Reis'in hatırına sana katlanıyoruz. Yoksa defterini dürmesini biliriz.”
Ne diyelim, biraz sonra hepsi “yanlış anlaşıldık” diye geri adım atacak ama !!!.
Beyhude !
Argo deyimlerde bunun bir “deme”si var ama burada diyememki !...
Biz hep beraber yine tekraren, “Sen Yerine Otur Sen de Sus Be Adam” diyelim.
Başka ne diyelim ?.
Selametle