Malum muhalefet tarafından uzun zamandır dillendirilen bir söylem var.
“Ak Parti'yi iktidara ABD getirdi !.”
ABD'nin ülkemiz siyasetine el atması eski yıllara dayanır malum.
Eğer Ak Parti'yi bu coni'ler iktidara taşıdıysa, Ak Parti'nin de bazı icraatları yapmış olması gerekir değil mi ?.
Al gülüm, ver gülüm muhabbeti.
İnternet kaynaklarını biraz karıştırdığınızda sorunun cevabını bulursunuz !..
Öyleyse ;
Çoğunluğu 1960 darbesinde ön plana çıkacak olan 16 Türk subayını, sabotaj ve kontrgerilla eğitimi almak üzere. Abd'nin Kansas eyaletine gönderen Ak Parti olması gerekir,
Atatürk döneminin 1924 Anayasasını da, Abd'nin isteğiyle 1960 darbesi ile Ak Parti değiştirmiş olmalı,
Sanırsınız ki ;
Fullbrith eğitim anlaşmasını, Marshall yardımları anlaşmasını Ak Parti imzalamış,
Uçak ve bomba fabrikalarını Ak Parti iflas ettirmiş,
Bomba üreten fabrikayı, soba üreten atölye haline Ak Parti getirmiş.
Sanırsınız ki ;
Tsk'da Nato subayı/general olmak için, Abd'nin New York'a bağlı Orange şehrinde faaliyette olan West Point Askerî Akademisine gitmek zorunluluğunu Ak Parti icat etmiş.
Sanırsınız ki ;
MİT'i, CIA'nın Ortadoğu şubesi haline getirip, üretim fazlası margarinlerini ve buğdayını Türk milletine Ak Parti dayatmıştı.
Sanırsınız ki ;
12 Eylül askeri darbesini Ak Parti planlamış, kapatılan Abd'nin askeri üslerini darbe marifetiyle Ak Parti açmıştı.
Sanırsınız ki ;
12 Eylül darbesini Washington'a “Our boys have done” “bizim çocuklar başardı” diyen Ak Parti ajanlarıydı.
Sanırsınız ki ;
Yunanistan'ın Nato'nun askeri kanadına dönmesi için Türkiye'ye “Asker sözü” verenler Ak Parti komutanlarıydı.
Sanırsınız ki ;
Nato'un askeri kanadına dönen Yunanistan, bir yıl sonra bu anlaşmayı tanımayarak, kendi çıkarları doğrultusunda değiştirmesini de Ak Parti sağlamıştı.
Hatta “asker sözü” veren ve fakat sözü dinlenmediği için darbe komutanına üzüntüsünü ifade eden kurnazı da teselli eden Ak Parti'ydi.
Ve sanırsınız ki ;
Hiçbir yazılı güvence almadan, tek bir taviz bile elde etmeden elindeki en büyük kozu Yunanistan'a hediye eden ve 40 yıl sonra bile düzelmeyecek sorunlara imza atan Ak Parti'ydi.
Peki işin ekonomi boyutu yok mu ?.
Var tabii.
IMF'ye ülkeyi teslim eden de Ak Parti'ydi.
Bankaların içini boşaltan, kalanları fona devredilmesine vesile olan, bir kitapçık fırlatarak ülkeyi şu kadar milyar dolar zarara uğratan da Ak Parti'ydi.
Siyasi kaoslar, bitmeyen terör, hatta o teröristlere binlerce uçaklar, tırlar dolusu silah taşıyan da Ak Parti'ydi.
Birkaç ağaç için ülkeyi ateşe veren, en büyük şehirlerin kalbinde bombalar patlatan, yüzlerce masum insanın canına kast eden de Ak Parti'ydi.
Sırf iktidar uğruna 40 bin insanın canına kast eden ve ülkeyi bir trilyon dolar zarara uğratan da Ak Parti'ydi.
Diyarbakır'da golf oynarken ordunun ileri karakoluna 6 kez ölümcül saldırılar düzenleyen katilleri önemsemeyen de Ak Parti komutanları değil miydi ?.
Sırf Abd'ye hizmet olsun diye, Afganistan, Irak, Suriye, Libya ve dahi diğer gariban ülkelere saldıran Abd askerlerine göz yuman da Ak Parti'ydi,
Abd'nin sunduğu iktidarını korumak için, Rusya-Ukrayna savaşını bile çıkaran Ak Parti değil miydi ?.
İktidar nimetini korumak ve kollamak için, Abd'nin çıkarları doğrultusunda Petrol'un varil fiyatlarına inanılmaz bir şekilde zam yapan Ak Part değil de kimdir ?.
Daha niceleri !.
Eee iktidar kolay olunmuyor tabii,
Bakmayın siz “one minüt” çıkışına.
Aldırmayın “Dünya beşten büyüktür” safsatasına.
Bunların hepsi danışıklı döğüş !.
İktidarı lutfedenler,
Karşılığını alacaklar tabii !...
Selametle...
Çok güzel bir yazı. Tebrik ediyorum.